17 Ağustos 2009 Pazartesi

Lütfen başa sarın




Filmimizin adı Lütfen başa sarın, yani Be kind rewind. Bir Jack Black filmi tabi ki çok eğlenceli bir film :) Jack Black'in olduğu bütün filmler zaten eğlenceli olmak zorunda gibi bir kavram oluştu artık. Gerçekten çok beğendiğim bir oyuncu.


Yüzyıllık bir apartmanda yaşayan ve bir kaset dükkanı olan Elroy Fletcher'ın ( Danny Glover ) dükkanı artık iflas etmek üzeredir ayrıca belediye de apartmanın yaşından dolayı orayı yıkmayı düşünmektedir. Bunun üzerine bir keşif gezisine çıkmaya karar veren bay Fletcher dükkanı yardımcısı Mike ( Mos Def ) 'a bırakır. Fakat Mike'a baş belası arkadaşı Jerry'i (Jack Black) dükkandan uzak tutmasını tembih eder.


Jerry elektrik işleriyle uğraşan, karavanda yaşayan boş bir adamdır ve bir akşam elektrik trafosunu sabote etmeye gittiğinde yüksek dozda elektrikten çarpılarak, manyetik enerji dolar. Ertesi gün dükkana gittiğinde dükkandaki bütün kasetleri bir şekilde enerjisi yüzünden çeker ve tüm kasetler boşalır. Bütün eğlence bundan sonra başlar zaten. Gelen tüm müşterilerin istedikleri filmleri kendileri çekmeye başlayan Jerry ve Mike Hayalet avcıları, Aslan Kral, Robocopp gibi bir çok filmi başrollerinde kendileri oynamak üzere tekrar çekmeye başlarlar.

Tabi bundan sonrası inanılmaz eğlenceli olur :)


Eğlenmek için gerçekten oturup izlenesi bir film, Jack Black'in olduğu filmler zaten beni her zaman güldürür mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Mos Def'in de oyunculuğu gerçekten izlemeye değer. Çok konuştum sanırım -.-

16 Ağustos 2009 Pazar

Televizyon kanallarında ve dublajlı film izlemekten nefret ederim.

Lanetli Topraklar




Dün gece Fox tv de izledim lanetli topraklar filmini. Meksika'ya tatile giden bir grup Amerika'lı genç orada tanıştıkları Matias isimli bir adamın davetiyle Maya tapınaklarına bir gezi yapmaya karar verirler fakat daha tapınağın önüne gelmeleriyle orada yaşayan halk tarafından saldırıya uğrarlar ve tapınağın en tepesinde mahsur kalırlar. Fakat bilmedikleri bir şey vardır ki, etraftaki bütün sarmaşıklar evrim geçirmiş katil sarmaşıklardır. Böylece bir can pazarı başlar; aşağıda eli silahlı köylüler yukarıda katil sarmaşıklar..

Film televizyonda olduğu için sansür belası peşimi bırakmadı. Fakat ona rağmen güzel efektlere sahipti. Bu güzelliğe rağmen filmin temposunu çok düşük bulduğumdan yer yer gerçekten sıktı. Biraz daha gerilim ve adrenalinli olabilirmiş kanımca. Çünkü bütün filmimiz katil sarmaşıklardan ibaretti.

2 Ağustos 2009 Pazar

Kehanet




Başlamadan önce Nicholas Cage'e seslenmek istiyorum ;
Biraz kilo al ve dökülen saçlarına çare buuul !! Biz seni Face Off 'taki gibi görmek istiyoruz!


Evet şimdi filmimize dönebiliriz :) Sıradaki filmimiz kehanet, nam-ı değer Knowing. Yine Nicholas Cage çok elit bir insan olarak karşımızda, yine bir üniversitede profesör ( John Koestler ). Zaten bu saatten sonra bir zerduştu oynayamayacak kapasiteye geldi adam.. Bir de küçük oğlu var 7-8 yaşlarındaki tam bir canavar, zeka fışkırıyor küçük adamdan ( Caleb ).. 50 yıl önce Caleb'in okulunda bir gelecek kapsülü yapılıyor ve toprağa gömülüyor. Bu kapsülün içine öğrenciler 50 yıl sonrasını nasıl düşlediklerini anlatan resimler çizip koyuyorlar. Fakat Lucinda adında küçük bir kız resim yerine binlerce sayı yazıyor kağıtların üzerine.. 50 yıl sonra çıkarılan kapsülün içinden her öğrenciye bir zarf verilirken bu zarf Caleb'e geliyor ve o da onu eve getiriyor, belki bir parolası vardır düşüncesiyle.. Böyle tesadüfler eseri eve gelen kağıt John'un ilgisini çekiyor ve yaptığı bir araştırma sonucu aslında kağıtta yazan tüm rakamların olacak olan felaketlerin tarihleri olduğu gerçeğini fark ediyor. Çok güzel bir kurgusu var, insan izlerken zevk alıyor.. Fakat en sonunda alaycı bir tebessüm oluştu suratımda sonu gerçek olabileceği halde. Yine de izleyin ve sonuna yorumunuzu kendin getirin tabi ki :) Yine bir Nicholas Cage filmi, yine sağlam bir macera..

Zack and Miri make a porno




Ya bugün canım çok sıkıldı şöyle vasat bir film izleyeyim diyorsanız eğer kesinlikle tavsiye edebileceğim bir film, ''Zack ve Miri porno yapıyor''.


Okul yıllarından beri arkadaş olan Zack ve Miri aynı evi paylaşan, hayatta bir amaçları olmayan, paraları da olmayan boşu boşuna yaşayan insanlardır. Bir gün artık bu durum canlarına tak edince, bir şekilde para kazanmak zorunda olduklarının farkına varırlar ve kısa yoldan nasıl para kazanılır kafa yormaya başlarlar.. O kadar çok kafa yorarlar ki (!) Zack'in aklına porno çekmek gelir. Eğer porno çekerlerse bunu çoğaltıp kısa yoldan çok kolay zengin olabilecekleri düşüncesini Miri'ye de aşılayınca beraber porno film çekmeye karar verirler ve yer yer komik ama saçma bir maceraya atılırlar.
Filmde unutamadığım tek insan kesinlikle Brandon St. Randy rolündeki Justin Long. Hayatımda hiç bu kadar güzel bir ses tonu duyduğumu hatırlamıyorum. Karakterimiz belki de dünyanın en karizmatik ses tonuna sahipse de harika bir gay'i canlandırıyor.. Gerçekten güldüğüm tek sahne Justin Long'un olduğu sahneydi. İnsanın '' böyle ses tonum olsun, gay olmaya razıyım'' diyebileceği bir insan. Tamam beyler sinirlenmeyin, belki de biraz abarttım :P
Netice itibariyle, Justin Long bile filmi kurtarmaya yetmemiş.

Lanetli Ev




Aylar sonra ilk filmimizin adı 2 gün önce seyrettiğim, Lanetli ev nam-ı değer Haunting on connecticut.
Filmin en başında zaten '' gerçek bir hikayeden uyarlanmıştır '' diyerek izleyicilere, her an sizin de başınıza gelebilir ona göre izleyin sinyali veriyor ve ara ara aklına geldikçe tüyleri diken diken oluyor insanın. Aslında yine klasik bir hikaye var. Yeni bir eve taşınan ailenin başına gelen bir dizi korkunç olay, ölüm ve hayat arasında sıkışıp kalmış ruhlar tarafından huzursuz edilmeleri. Ama güzel işlemişler konuyu. Ölen insanların gözkapaklarını kesip onları öbür dünyaya yollamayıp, yaşamda olan her şeyi görmelerini sağlayan bir medyum ve yardımcısı sonucu eve kısılıp kalmış yüzlerce ruh, ailemizi her gün biraz daha korkutuyor, ta ki artık evdeki gençler bu işi çözmek lazım deyip olaya el koyana kadar.. Dediğim gibi, normalde belki çok fazla ürkütmeyecek olan hikaye işin içine ''gerçektir'' damgasını yiyince, oldukça ürkütücü olabiliyor. Fakat tabi ne kadar gerçek olabilir o da var :) Filmin başkahramanı Kyle Gallner kanser hastası bir genci canlandırıyor ve ölüme çok yakın olduğu içinde evdeki ruhları görebilen tek insan.. Hakkını vermek lazım, oyunculuğu gerçekten güzel çünkü o kadar ağır hasta rolü yapmak gerçekten kolay olmamalı.. Boş vaktim var, bir korku filmi izleyeyim yahu diyorsanız, mısırınızı da yanınıza almak şartıyla bir göz atabilirsiniz..
Uzun zamandır yazmayı bırakmıştım fakat ne kadar yanlış yaptığımı fark ettim, ve tekrardan yazmaya başlıyorum bu akşam. İlginiz için çok teşekkür ederim.. :)