17 Aralık 2009 Perşembe

Zohan'a Bulaşma

Uzun zamandır aklımda olan, ancak daha yeni faaliyete geçirebildiğim çok eğlenceli bir film var sırada :)
Adam Sandler yine bütün şirinliği ve yeteneğiyle bu sefer İsrailli bir anti terörist timinin başı olarak karşımızda.

Zohan Dvir İsrail'li bir özel tim askeridir ve İsrail - Filistin arasındaki yıllardır süren savaştan oldukça usanmıştır. Bir gün gittiği bir harekatta kendini düşmanı Hayalet isimli adama ve ülkesine ölmüş gösterip, ismini ve görünüşünü değiştirerek New York'a kaçar ve kendine yeni bir hayat kurmaya karar verir. Bu yeni hayatında geçmişe sünger çekip aslında her zaman yapmak istediği işi yapmayı kafasına koyar ; saç stilistliği, yani kuaförlük :) Fakat bu düşündüğü kadar kolay bir iş değildir çünkü Zohan daha önce profesyonel anlamda hiç saç kesmemiştir ve tabi ki bu konuda hiç bir tecrübesi de yoktur. New York'un Filistin Sokağı'nda bir dükkanda iş bulan Zohan, başta onların Filistin'li olmasından dolayı bunu istemese de, başka çaresi olmadığından dolayı çaresizce bu durumu kabullenir ve dükkanda yerleri süpürmek ile başlar.. Bu sırada her gün kendini geliştirmeye çalışıyordur ve bir gün şans yüzüne gülüp ilk saçını keser. Fakat Zohan o kadar çılgın bir adamdır ki, saç kesiminde yaptığı çılgınlıkları bir yana bırakın, her müşterisini daha sonra bir odaya alıp onlara daha önce hiç bir erkekle yaşamadıkları deneyimler yaşattırır :) Müşterilerinin yaş ortalamasının 70 olduğunu da göz önünde bulundurursak, bu durum oldukça komik bir görüntüdür. Zohan'ın namı başını alıp gider ve bu durumdan herkes memnundur çünkü dükkanın sahibi Dalia'da batmak üzereyken bir anda zenginliğe emin adımlarla ilerlemeye başlamıştır. Fakat bir problemleri vardır ki, sokağın yıkılıp oraya bir otel dikilmesini kafasına koymuş olan Wallbridge şirketiyle baş edemeyecek kadar küçüktür bu sokağın sakinleri. Her şey çok güzel giderken New York'da taksicilik yapan Filistinli Salim Zohan'ı görür ve gördüğü gibi tanır. Hemen Hizbullah Servisini arayan Salim destek kuvvet ister bu zorlu düşman için. Evet, resmen Hizbullah Servis Hattı yaratmışlar filmde ve daha neler neler :D Mariah Carey bile var filmimizde. Salim rolundeyse benim oyunculuğuna hayran olduğum, Jigalo, 50 ilk öpücük ve Ateşli Piliç gibi komedi filmlerinden tanıdığımız Rob Schneider vaaar!
Salim tarafından deşifre olan Zohan'ın başı artık beladadır çünkü Filistin'in en azılı teröristi nam-ı değer Hayalet, onun icabına bakmak için New York'a gelmiştir..

Kesinlikle izlemenizi tavsiye edeceğim çok eğlenceli bir film. Üstelik o kadar akıllıca yazılmış bir film ki, Amerika'nın hem göçmenlere nasıl davrandığını gösterirken hem de kendi kendileriyle nasıl dalga geçtiklerini de izleyebiliyoruz. Yani şöyle ki, Filistin'li ve İsrailli'ler kendi aralarında,
George Bush ve karısı, Bill Clinton ve karısı hakkında sağlam bel altı muhabbeti yapıyor ve Obama'ya da dokunduruyorlar.
Ben izlerken inanılmaz eğlendim, her ne kadar Zohan'ın gözümüze sokulan 'ölümsüz' ibaresine rağmen. Zaten sizi esas güldüren de o olacaktır. :) Eğer hala izlemediyseniz, izleyin izleyin izleyin derim :)


3 Aralık 2009 Perşembe

Testere VI


Ülkemize 11 Aralık'ta gelecek olan diğer beşini sollayabilecek kapasitedeki Testere 6'yı geçen gün izleme fırsatım oldu, buradan fındıkkurdum Gamze'ye de teşekkür ediyorum :)
''Abi Jigsaw öldü hala neyin filmini yapıyorlar?'' diyorsanız, yanlış düşünüyorsunuz çünkü gerçekten adamlar sağlam devam ettiriyor filmi.. Şayet Testere'nin 9'a kadar gideceğini de duyurdular. Bu sefer sahnede beşinci filmden kalan ajanımız ve Jigsaw'ın hoş karısı var.. İkisi birlikte Jigsaw'ın onlar için bıraktığı talimatları yerine getirmek için yeni oyunlar, düzenekler, kaçırmalar yapıyorlar. Ama neden her seferinde filmin en başına en iğrenç sahneyi koymak zorundalar diye de sormadan edemiyorum tabi kendime :/ Ben ki bu tip psikolojik gerilim, daha doğrusu naturalistliğin sonuna dayanmış olan filmleri izlemekten büyük haz alırım, ben bile o ilk sahnede kendime zor hakim oldum. Gerçekten de çok korkunçtu :/ Fakat bu sefer ki oyunun tek farkı, geçilmesi gereken dört aşamada oyunu oynayan adam William'ın çok az acı çekmesi. Yani genelde hayatta kalmak için ne kadar kan dökebilirsin mantığıyla yaklaştığından Jigsaw, bu sefer '' ee bu adama hep vicdan yaptırdı abi '' diyorsunuz. Yapması gereken - şartlara göre - zaten vicdan ama mesela altı tane iş arkadaşından iki tanesini kurşuna dizilmekten kurtarmak için, hazırlanan düzenekte elini makineye sokması lazım. Elini sokarsa eli delincek ama arkadaşlarından biri kurtulcak, sokmazsa hepsi ölecek. Öyle bir durumda, ''benim bu ele sonradan ihtiyacım olur mutlaka '' diyerek, elimizi sokmazdık biz. ''Madem ölcek dörtü, hepsi ölsün ya'' dedik Gamze'yle. Yani adamın canının acımaması için farklı seçenekleri vardı, tabi en büyük sınav sonunda olsa bile :)
Neyse, demek istediğim yine çok ama çok sağlam bir Testere var karşımızda. Eğer benim midem kaldırır, ben izlerim gayet rahat diyorsanız, geldiğinde mutlaka izleyin. Ama kendinize gerçekten güvenmiyorsanız, anlatılanları dinlemekle de yetinebilirsiniz :)
İyi seyirler..
Not : Bir de burada hoşuma giden testereyle ilgili bir animasyon var, bir tık uzağınızda :)