14 Ocak 2010 Perşembe

Gir Kanıma




İsveç yapımı olan filmimiz, 12 yaşındaki küçük bir çocuğun yeni arkadaşı sayesinde hayatının nasıl değiştiğini anlatıyor..

Ürkek ve sıkılgan bir çocuk olan Oskar, arkadaşları tarafından hep itilip kakılan, azarlanan bir çocuktur, ta ki yan eve taşınan yine onunla aynı yaştaki Eli ile tanışana kadar.. Eli ona bu çucuklardan kendini savunmayı ve cesareti öğretir.. Fakat Eli de, normal olmayan bir şeyler vardır ve bu sıralarda kasabanın her yerinden kanları akıtılmış cesetler çıkmaya başlar.. Bu cesetlerinse Eli'yle bir alakası vardır..

Okuduklarıma göre, Gir kanıma filminin başarısı, günümüz vampir edebiyatına getirdiği çağdaş yorum ve vampirliği küçük bir kızın üzerinden tekrar ortaya çıkartması.. Gir Kanıma filmi aslında İSveçli yazar John Ajvide Lindqvist'in 2004'te yayımladığı ilk romanından uyarlanma bir film.. Filmin Amerikan versiyonu da, Cloverfield ( Yaratık ) olarak biliniyor.

11 Ocak 2010 Pazartesi

Felekten bir gece


Yine 2009 yapımı bir film. Orjinal adı '' The Hangover'' olan filmimiz kesinlikle izlenmeye değer :)


Doug artık evlenmek üzeredir ve bekarlığa veda partisini çok sevgili dostları Phil, Stu ve kayınbiraderi Alan ile birlikte Las Vegas'ta yapmaya karar vermiştir. Bu eğlenceli dörtlü Vegas'a vardıktan sonra, salak kayınbiraderi Alan yüzünden, kaldıkları ilk geceyi hiç bir şekilde hatırlamayarak uyanırlar fakat bu öyle bir uyanıştır ki, Stu'nın bir dişi eksik, banyo da bir kaplan, evin içinde çıplak bir kadın, odanın birinde kimsesiz bir bebek, arabları yerine bir polis aracı ve en kötüsü de evlenmek üzere olan dostları Doug artık ortalıkta yoktur.

Düğüne yetişmek ve Doug'u bulmak için 1 günleri vardır fakat kafalarındaki görüntüler o kadar eksiktir ki, nereden başlayacaklarına dair hiç bir fikirleri yoktur. Bir an önce eksik parçaları birleştirmeye çalışan bu arkadaşların başına bu yolculukta gelmeyen kalmayacaktır ve siz de bunları izlerken eminim çok eğleneceksiniz :)

Gerçekten uzun zamandan beri izlediğim en güzel filmlerden bir tanesi oldu Felekten Bir Gece.

Kapak Güzeli


2009 yapımı filmimiz beni gerçekten çok güldürdü :)
Eugene, 2.5 yıllık kız arkadaşının ısrarları üzerine, mezuniyet balosundan sonra onunla birlikte olmaya karar vermiş bakir bir gençtir ve bu gece için kendini hala çok hazırlıksız hissetmektedir. En yakın dostu Tucker ise onu bu konuda cesaretlendirmek için elinden gelen her şeyi yapar ve dostuna eğer biraz alkol alırsa, işlerin daha iyi olacağı konusunda vaazlar verir. Alkolu fazla kaçıran Euguene, üst kata çıkmaya çalışırken bodrum merdivenlerinden aşağıya yuvarlanır ve tam 4 yıl boyunca komada kalır.. Komadan uyandığında, çok sevdiği biricik kız arkadaşı Cindy'nin artık bir Playboy kızı olduğunu öğrenir ve dünyası başına yıkılır fakat sevgili dostu Tucker onu bu durumdan kurtarıp sevdiği kadınla yüzleştirmek için Playboy malikanesinde yapılacak olan partiye gitmeleri için her şeyi ayarlar(!) ve bu çılgın ikilinin maceraları başlar :)
Gerçekten çok eğlenceli ve komik bir film yapmış Zack Cregger ve Trever Moore ikilisi. Tucker'ın salaklıkları, Euguene'nin hayatını nasıl cehenneme çevirmesi, itfayeciler tarafından baltayla kovalanmalı, rap yıldızı olan görmemiş arkadaşları hepsi filme o kadar güzel bir hava katmış ki, izlenmeyecek bir film değil :)

The Condemned


Zengin bir yapımcı, internet üzerinden yaptığı bir reality show için 10 adet idam mahkumu katili, yasa dışı yollardan bir adaya yerleştirir. Mahkumların her birinin ayağında bir düzenek vardır ve eğer pimleri çekilirse, 1 dakika içinde patlayacaklardır. Mahkumların birbirlerini öldürürerek tek kişi kalıp yarışmayı kazanana kadar 2 günleri vardır ve bu yolda her şeyi yapmaya hazırlardır. Gözü dönmüş katiller, adaya yerleştirilmiş yüzlerce kamera tarafından her saniye görüntüleniyorlardır ve bütün bu görüntüler eş zamanlı olarak internetten canlı olarak izlenmektedir.. Fakat işler çığırından çıkar ve katillerden bir tanesi herkesi öldürürerek set ekibinin olduğu yere kadar gelip, hepsini katletmeyi gözüne kestirmiştir..
Film de tansiyon bir dakika bile düşmüyor, insanların kendi canları için nasıl gözlerinin dönebileceğini ve fütursuzca başkalarını öldürebileceğini, diğerlerininse sırf para uğruna, cinayet,tecavüz gibi bütün iğrenç şeyleri nasıl izleyebileceğini gösteren gerçekten çok güzel bir film bence. Adamlar yapmış yahu diyorsunuz izlerken :)
Tavsiye edebileceğim bir film..

9 Ocak 2010 Cumartesi

Satre




Aslı'nın yazıp yönettiği benim de başrolde olduğum ve yardımcı yönetmenliğini yaptığım ilk filmimiz 'Satre' yakında internet alemindeee :)

3 Ocak 2010 Pazar

Balta


Filmin afişinde de dediği gibi, ''eski moda Amerikan korku filmi''.

Bir grup turist New Orleans'ta bir hayalet turuna katılırlar. Güvenilmez tur rehberleriyle yaptıkları otobüs yolculuğundan sonra, bir bataklığa gelirler. Bu bataklığı tekneyle geçeceklerdir ve sözde hayaletleri göreceklerdir. Fakat işler umdukları gibi gitmez ve tekneleri suyun içindeki bir cisime takılıp durur. Su alıp batmaya yüz tutan tekneden çıkmaya çalışan turistler timsah saldırısından sonra sonunda kıyıya kaçmayı başarırlar fakat onları kıyıda bekleyen daha kötü bir şey vardır ki, o da Victor Crowley'in laneti..

Efsaneye göre çok çirkin bir insan olan Victor Crowley Cadılar Bayramı gecesi bir kaza ile babasının kafasına sapladığı balta sonucu ölmüştür ve artık hayaleti bu ormana gelen herkesi avlamaktadır.. Bu zavallı turist kafilesinin kendilerini kurtarmak için neredeyse yapacak hiç bir şeyleri yoktur..


2006 yılında yapılan bir filme göre, içinde bu kadar saçmalık olmamalı. Resmen insanlarla dalga geçmiş yönetmen. Filmin içinde o kadar çok hata buluyorsunuz ki, kesinlikle kendini izletemiyor. Birincisi çok fazla kan ve vahşet sahneleri kullanılmaya çalışılmış fakat sonuç tam bir fiyasko olmuş. Kol, bacak, kafa kopartma sahneleri o kadar yapmacık ve komik ki. İzlerken gerçekten çok güldüm. Adamın kafasını iki yanından tutup çevirerek boynu 360 derece döndürebiliyor Victor Crowley. Yapmayın ama, fizik kuralları, insan anatomisi hiç mi mantığınızı kullanmadınız bir film çekerken. Daha komiği, bir süpürge sopasına, bildiğiniz yuvarlak uçlu bir süpürge sopasına kazığa oturtulmuş gibi insan saplıyor yaratık. Sözde yıllar önce ölmüş yaratığımız - ki yaratık diye değil de, çok çirkin bir insan olarak geçiyor filmde - ormanda dehşet saçıyor, tamam demek ki hayaleti geldi ama bu hayaleti gençlerimiz bıçak saplayarak, ateş ederek, yakarak falan öldürmeye çalışıyorlar. İşin acı kısmı ise, bu rezaletin bir de ikincisi geliyormuş vizyona bu sene.