3 Ocak 2010 Pazar

Balta


Filmin afişinde de dediği gibi, ''eski moda Amerikan korku filmi''.

Bir grup turist New Orleans'ta bir hayalet turuna katılırlar. Güvenilmez tur rehberleriyle yaptıkları otobüs yolculuğundan sonra, bir bataklığa gelirler. Bu bataklığı tekneyle geçeceklerdir ve sözde hayaletleri göreceklerdir. Fakat işler umdukları gibi gitmez ve tekneleri suyun içindeki bir cisime takılıp durur. Su alıp batmaya yüz tutan tekneden çıkmaya çalışan turistler timsah saldırısından sonra sonunda kıyıya kaçmayı başarırlar fakat onları kıyıda bekleyen daha kötü bir şey vardır ki, o da Victor Crowley'in laneti..

Efsaneye göre çok çirkin bir insan olan Victor Crowley Cadılar Bayramı gecesi bir kaza ile babasının kafasına sapladığı balta sonucu ölmüştür ve artık hayaleti bu ormana gelen herkesi avlamaktadır.. Bu zavallı turist kafilesinin kendilerini kurtarmak için neredeyse yapacak hiç bir şeyleri yoktur..


2006 yılında yapılan bir filme göre, içinde bu kadar saçmalık olmamalı. Resmen insanlarla dalga geçmiş yönetmen. Filmin içinde o kadar çok hata buluyorsunuz ki, kesinlikle kendini izletemiyor. Birincisi çok fazla kan ve vahşet sahneleri kullanılmaya çalışılmış fakat sonuç tam bir fiyasko olmuş. Kol, bacak, kafa kopartma sahneleri o kadar yapmacık ve komik ki. İzlerken gerçekten çok güldüm. Adamın kafasını iki yanından tutup çevirerek boynu 360 derece döndürebiliyor Victor Crowley. Yapmayın ama, fizik kuralları, insan anatomisi hiç mi mantığınızı kullanmadınız bir film çekerken. Daha komiği, bir süpürge sopasına, bildiğiniz yuvarlak uçlu bir süpürge sopasına kazığa oturtulmuş gibi insan saplıyor yaratık. Sözde yıllar önce ölmüş yaratığımız - ki yaratık diye değil de, çok çirkin bir insan olarak geçiyor filmde - ormanda dehşet saçıyor, tamam demek ki hayaleti geldi ama bu hayaleti gençlerimiz bıçak saplayarak, ateş ederek, yakarak falan öldürmeye çalışıyorlar. İşin acı kısmı ise, bu rezaletin bir de ikincisi geliyormuş vizyona bu sene.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder